top of page
Yazarın fotoğrafıNilüfer Tamer

IŞIĞIN GÜCÜ


Canlılığın yapı taşlarından biri olan ışık, fotoğrafın da temelini oluşturmaktadır. Bu yazımda ışığın, fotoğraf üzerindeki etkili gücü hakkında sizleri bilgilendirirken, biraz fotoğrafın tarihinden, biraz da kendi deneyimlerimden bahsediyor olacağım.

Işığın dünyamız ve insanlık ile ilişkisi bir yaşam bağının hikayesidir. Güneşin ışığı ve ısısıyla hayat verdiği dünyamızda, evreni algılamak, görmek ve canlılığımızı devam ettirmek için en temel ihtiyaçlarımızdan birisidir. Geçmişten günümüze kadar önce güneş, ardından ateş ve sonra da yapay ışık yoluyla karanlığı aydınlatmaya ve bu büyük gücü yönlendirmeye çalışmışızdır. Işık yoluyla şekillerini ve renklerini gördüğümüz dünyamızı, ilk insanlar mağara duvarlarına çizerken, ressamlar tuvallerine yansıtmışlardır. Işığı bir yüzeye toplamaya yarayan karanlık kutunun milattan öncelere dayanan tarihinden, 1827 yılında Niepce’nin tarihteki ilk fotoğrafı çekmesi ile fotoğraf sanatının doğumu başlamıştır. Fotoğraf kelimesi Yunanca “phos” ışık ve “graphè” çizmek kelimelerinin birleşimi ile “ışıkla çizmek” olarak tanımlanmaktadır. Öyleyse ışık, fotoğrafı oluşturan en temel öge iken, onu doğru ve yaratıcı bir şekilde kullanmak da fotoğrafçının en temel amacı olmalıdır. Çünkü fotoğrafta ışık, sadece şekillerin belirlenmesi değil, gölgeler ve açılar ile konunun anlamlandırılmasını ve duygunun işlenmesini sağlar.



Fotoğrafını çektiğiniz konu ne olursa olsun, kamerayı elimize aldığınızda ilk öğrenmemiz gereken ışığı nasıl ayarlayacağınızdır. Ben ilk kamera eğitimlerime, katıldığım fotoğraf kulüplerinin gezilerinde, manzara ve doğa fotoğrafları çekerek, evde de çeşitli objelerin fotoğraflayarak başladığımda, gerek doğal (güneş ışığı) gerek yapay ışık (ev veya stüdyo ışığı) olsun, fotoğrafa verdiği etkiyi anlamak ve kontrol etmek, uzun deneme yanılma çekimleri ve pratikler sonunda daha kolay bir kavrama dönüşmekteydi. Bir konuya bakarken, ışığın hangi yönden, hangi açı ile geldiğini görmek, objelerin gölgelerinin düştüğü yönleri ve bu gölgelerin şiddetini anlamamıza yardımcı olur. Fotoğrafta anlatmak istediğimiz duyguyu bu ögeleri kullanarak ortaya çıkarırız. Örneğin, gün doğumu ve gün batımı sırasında güneş ışınları eğik açılar ile yeryüzüne ulaşırken oluşan yumuşak gölgeler ve sıcak renkler göze daha samimi gelen, huzurlu bir ortam yaratır. Fotoğrafçıların “altın saatler” olarak adlandırdığı bu zaman dilimi, ben de dahil olmak üzere birçok fotoğrafçının çalışmayı en çok sevdiği ve tercih ettiği saatlerdir. Güneş ışınlarının yeryüzüne dik açılar ile geldiği gün ortasında ise, gölgeler çok daha sert, aydınlık ve karanlık alanlar arasındaki fark (kontrast) keskin ve fazla olacaktır. Renklerin daha canlı ve parlak olduğu bu saatler, sert yapısı nedeniyle, özellikle manzara ve doğa fotoğrafçıları tarafından çok tercih edilmez. Bu demek değildir ki, bu tarz ışıkta fotoğraf çekilmez. Özellikle bir çok ürün veya moda fotoğrafında keskin gölge ve renklerin, dinamik bir fotoğraf sergilemek için kullanıldığı sıkça görülmektedir.



Bir fotoğrafı çekerken, onu izleyecek olanlar üzerinde yaratmak istediğimiz etkiyi düşünmek ve kararlaştırmak, çekim tuşuna basmadan önce yapmamız gereken en önemli hazırlıklardan birisidir. Nasıl bir yazının önce ana fikrini belirleyip, sonrasında yan düşünceleri ile destekleyerek sağlamlaştırıyorsak, bir fotoğrafı oluşturmak da aynı planlamayı içermektedir. Bazen tek bir fotoğraf karesi için, doğru zamanı bekleyen, günlerce aynı noktada saatlerini harcayarak, doğru ışığın ve anın birlikteliğini yakalamaya çalışan doğa fotoğrafçılarının hikayelerini okuyorum. Bir diğer yandan da, gün ışığı ile bir tabak yemeğin fotoğrafını çekmeyi planlarken, yağmurlu bir günün geçmesini beklerken buluyorum kendimi. Konumuz, anlatmak istediğimiz ne olursa olsun, sonuçta hepimiz en güçlü etkiyi, ışığı doğru kullanarak elde edeceğiz. Fotoğraf dünyasına büyük katkıları olan George Eastman’ın sözleri çok güzel özetleyecektir konumuzu. “Fotoğrafı yaratan ışıktır. Işığı kucaklayın. Onu takdir edin. Onu sevin. Ama hepsinden öte, tüm benliğiniz ile tanıyın, o zaman fotoğrafçılığın anahtarını bulmuş olacaksınız.”

174 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kommentare


bottom of page